MÜSLÜMAN BİLİM İNSANLARININ ÇALIŞMALARI VE AVRUPA BİLİM TARİHİNE KATKILARI

İslam uygarlığının bilime katkısı çok uzun yıllardır tartışılagelen bir konu olmuştur.Özellikle 8 ve 13. yüzyıllar arası Altın Çağı diyebileceğimiz dönemde gerçekleştirilen çalışmalar sadece İslam coğrafyasında değil, Hristiyan Batı dünyasında da kullanılmış hatta bazı İslam bilginlerinin ismi değiştirilerek Latince isimler kullanılmıştır.(Avicenna, Averros) İslam bilginlerinin eserleri Batı dillerine çevrilerek çok uzun yıllar boyunca üniversitelerde ders kitabı olarak okutulmuştur. İbn-i Sina'nın ''Avicenna'' olarak Avrupa'da mutlak bir suretle önemli bir yer edindiği ve tanındığı görülmektedir. Bilhassa ''Tıp Kanunu'' adlı kitabı batı dillerine çevrilerek Avrupa akademilerinde okutulmuştur.

El-Kanun fi't-Tıb veya Latince ismiyle Canon medicinae, Batı'da Avicenna olarak da bilinen İbn-i Sina'nın 14 ciltlik tıp ansiklopedisidir.
El-Kanun fi't-Tıb veya Latince ismiyle Canon medicinae, Batı'da Avicenna olarak da bilinen İbn-i Sina'nın 14 ciltlik tıp ansiklopedisidir.
Harezmi'nin Cebir ve Denklem Hesabı Üzerine Özet Kitap isimli kitabından bir sayfa.
Harezmi'nin Cebir ve Denklem Hesabı Üzerine Özet Kitap isimli kitabından bir sayfa.

Bu örnekten de anlaşılacağı üzere medeniyetler arası etkileşimlerde şüphesiz ki en önemli rolü tercüme faaliyetleri üstlenmiştir. İbn-i Sina dışında İslam tıbbının Batı'ya aktarılmasında Afrikalı Konstantin, matematik alanında tercümeleriyle -bilhassa Harezmi'nin- Leonardo Fibonacci ve kitapları Batı'da yüzyıllar boyunca okutulmuştur. İbn-i Sina'yı Batı'ya nakleden Gundisalvo Domingo gibi Batılı isimler, İslam biliminin yayılışında yapmış oldukları tercüme faaliyetleriyle ön plana çıkmaktadır. Batı medeniyetinin teknik ve bilimsel gelişmişliğinin temelinde hiç şüphesiz ki Müslümanların geliştirdiği ilmi düşünce ve bilgi birikimi vardır. Bu durumu çağdaş bilim tarihçimiz Fuat Sezgin "Batı Medeniyeti, İslam Medeniyetinin çocuğudur" diyerek en güzel biçimde özetlemiştir.